TALAK / BOŞANMAK :
Bağı çözmek, serbest
bırakmak manalarına gelen "talak" kelimesi, İslama mahsus bir kelime
değildir. Bu kelime, tslâmiyyetten önce de arap-lar arasında bilinmekte ve
kullanılmaktaydı. Fakat o zamanlar araplar talak sayısını üçle
kayıtlamazlardı. Ancak tslamiyyet geldikten sonra talak sayısı üçle
sınırlandırılmıştır, imam Mâlik'in Urve'den naklettiği şu hadis-i şerif bu
meseleyi çok açık bir şekilde dile getirmektedir. "İslâmdan önce bir adam
karısını.boşayıp daha iddeti bitmeden ona dönmek istese, bin talakla dahi
boşasa, karısına dönebilirdi. (O zaman) adamın biri (zulmetmek kasdıyla)
karısını boşadı, iddetinin bitmesi yaklaşınca ona döndü. Sonra tekrar boşadı.
Sonra da; "Vallahi bana dönmene engel olacağım, (îddetinin bitmesi
yaklaşınca sana dönüp tekrar boşamakla iddetin uzayıp gideceğinden) başka
kocayla da evlenemiyeceksin" dedi. Bunun üzerine Yüce Allah
"(Vukuundan sonra tekrar kan-koca hayatına dönülebilecek olan) talak
ikidir. (Bu iki talaktan sonra koca karısına dönerek) ya iyilikle evliliği
sürdürür, ya da istediği kişi ile evlenmesi için kadını serbest
bırakır.”[Bakara 229] âyet-i kerimesini indirdi. Bunun üzerine o günden
itibaren karısını boşayan ve boşamayan herkes eski âdetlerini bırakarak,
Allah'ın emri üzerine hareket ettiler."[Muvatta, talak; Tirmizi, talak]
Fıkhî bir terim olarak
talak kelimesi "Belli sözlerle evlilik bağını çözmek ve kaldırmak"
anlamında kullanılır. Belli sözlerin bir kısmı sarihtir.Talak (boş) kelimesinin
sarih olduğunda ittifak, *Firak", ve "Seran" kelimelerinin
sarihliliğinde ihtilaf vardır. Bu iki kelime Kur'ân-ı Kerimde talak manasında
kullanıldığı için İmam Şafiî bunları da sarih kabul etmiştir. Geri kalanları
ise, kinaye kabilindendir.[Karaman H., Mukayeseli İslam Hukuku, I, 292.]
Boşamada sarih kelime
kullanılmış ise, Hâkim; niyyet ve karine aranmadan diğer şartlar da bulununca
evliliğin sona erdiğine hükmeder. Kinaye ne v'inden olan sözlerin aynı
neticeyi doğurması ise, niyet ve karinelere bağlıdır.
Şurasım unutmamak
gerekir ki Islâmiyyet, boşanmaya giden yolu uzatmış, eşlerin prensip olarak
ilk defa birbirleriyle anlaşma ve uzlaşma zemini aramalarını teşvik etmiştir.
Bu bakımdan Kur'ân-ı Kerim'de erkeklerle kadınların iyi geçinmeleri
emrolunmuştur. Saadet ve sevgi karşılıklı fedâkârlıklarla olur. Ve karşılıklı
teslimiyetle devam eder? Erkek kadının bazı özelliklerini beğenmeyebilir. Fakat
bunlan asla bir geçimsizlik vesilesi yapmamalıdır. Zira kadında, kendisinin
hiçbir zaman sahip olamayacağı ve de hoşuna giden huylar da bulunabilir.[bk.
Nisa 19]
Eşler arasında
geçimsizlik türlü sebeplerden çıkabilir. Karı-koca bu geçimsizliği önce kendi
aralarında gidermeye çalışmalıdırlar. Eğer başarıya ulaşılamazsa iki tarafın
ailelerinden birer hakeme baş vururlar. Âlimlerin çoğunluğuna göre karı-koca,
anlaşmazlık büyüdüğünde hâkime başvururlar. Hâkim de onların aralarını bulması
için bu işe layık iki hakem tayin eder. Âyet-i kerime'de; "Hakemler eğer
barıştırmak isterlerse, Allah eşlerin aralarını bulur, düzeltir."[bk. Nisa
35] buyurulmaktadır. Hakemler bütün gayretlerine rağmen barışmayı
sağlayamazlarsa, talak yani boşanma safhaları başlar.
Görülüyor ki, boşanma
bir zaruretin, kaçınılmaz bir durumun neticesinde mubah kılınmış, Kur'ân-ı
Kerim'de "Kadınlar size itaat ederlerse, aleyhlerine bir yol
aramayın."[Nisa 34] buyurularak zarûretsiz boşama yasaklanmıştır. Hz.
Peygamber'de "Evleniniz, fakat boşamayım z. Çünkü Allah zevke düşkün
erkeklerle zevkine düşkün kadınları sevmez."[Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, I,
304.] buyurmuştur. Yine Hz. Peygamber "Allah teâlâ'ya, helal kıldığı
şeylerin en sevimsizi talaktır."[bk. 2178 no'lu hadis.] buyurmuştur.
Boşama zaruret haline
gelince de işi uzatmak anlamsız ve tehlikelidir. Çünkü eşler arasındaki
karşılıklı sevgi ve saygı kalkıp aralarım düzeltme imkânı ve ihtimali
kalmayınca karşımıza üç yol çıkar.
a) Nefret ve
geçimsizliğe rağmen evliliğin devamında ısrar.
b) Evlilik hukuken
mevcut olduğu halde, eşleri muvakkaten ayırmak.
c) Artık çekilmez bir
yük hâline gelen evlilik bağını çözerek eşleri birbirinden ayırmak.
Bu yolların hepside aile
saadetini sağlamaktan uzak olduğu gibi aynı zamanda eşlerin hayatını zindana
çevirecek yollardır. Neticeyi şu şekilde özetlemek mümkündür.
1. Eşler birbirleri için
çekilmez bir yük haline geldikleri zaman talaka baş vurmak mubahtır.
2. Eğer kadın, sözleri
ve fiilleriyle kocasını ve başkalarını incitmeyi, adet haline getirmişse veya
namazını kılmıyorsa kocasının onu boşaması müstehabdır. Nitekim îbn Mesud
(r.a.) "kadının mehri üzerimde bir
borç olarak Allah'ın huzuruna varmam benim için namaz kılmayan bîr kadınla
birlikte yaşamamdan daha hayırlıdır." der.
3. Erkeğin erkeklik
organım kaybetmek veya cinsi kudretini yitirmek gibi evlilik bayatını devam
ettirme imkânından mahrum kalması halinde ailesini boşaması üzerine vâcib olur.
4. Sebepsiz olarak
boşamak ise, mekruhtur. Nitekim "Allah teâlâ'ya helâl kıldığı şeylerin en
sevimsizi talaktır." anlamına gelen 2178 numaralı hadis de bunu ifade
etmektedir. Çünkü bir şeyi Allahm sevmeyip, ona buğz ettiği halde haram
olmayışı, o fiilin mekruh olduğunu ortaya koyar.
5. Haram olan-talak. Bu
da “Bid'i talâk" ismi verilen ve sünnî talaka aykırı olarak yapılan boşama
şeklidir. Yani kendisiyle daha önce zifâfâ girilmiş, bir kadına hayız hâlinde
iken veya temizlenip de cinsî münâsebette bulunduktan sonra veya bir temizlik süresi
içinde birden fazla uygulanan talaktır.
Talakın şartı: Kocanın
akıl, baliğ ve uyanık olması, kadının nikâhlısı olması, yahut boşanmağa, mahal
sayılacak bir iddet içinde bulunmasıdır.
Talâkın rüknü: Kadını
boşarken söylenen sözdür.
Talakın sebebi: Huyların
birbirine uymaması halinde kurtulma ihtiyacını sağlamaktır.
Talakın hükmü: Talâk-ı
ric'ide iddetin bitmesiyle talak-ı bâinde ise, derhâl ayrılığın vuku*
bulmasıdır.
Talâk'ın kısımları:
1- Ahsen (en güzel) olan
sûnni talâk, Kadını cima' etmediği bir temizlik devresinde bir defa boşayarak
iddeti geçinceye kadar terketmektir.
2- Hasen (güzel) olan
sûnni talâk içinde cima' bulunmayan üç temizlik devresinde birer defa
boşamaktır.
3- Bid’i talâk: Bir
defada üç sayı ile boşamak, yahut hayız halinde boşamaktır.
Talak vukû'u bakımından
da ikiye ayrılır
1- Ric'i talak: Talakta
kullanılan sarih sözlerle yapılan talak,
2- Bain talak: Kinaye
sözlerle verilen talaktır.